Fransa'da Dr. Pistor tarafından 1952 'de ilk kez kullanılmaya başlanmış olan bu yöntem bugün Türkiye'de de tedavi amaçlı pekçok klinikte tercih edilmektedir. Özellikle lokal tedavi yöntemi olduğu için sorunu bölgesel olarak yerinde çözmesi ve kullnılan karışımların sistemik etki etmemesi anlamında yan etkileri de yok denecek kadar azdır.

Teknik çok ince uçlu ve işleme uygun iğne uçlarının kulanıldığı bir enjeksiyon yöntemidir. Uygulamalarda kliniğimizde mezoterapi tabancası kullanıldığı için işlem sırasında ağrı-acı hissi yok denecek kadar azdır. Bu yöntemin hızlı uygulanmasını ve travmatizasyonun az olmasını sağlar. Dolayısıyla hasta işlemin hemn sonrasında günlük hayatına rahatlıkla dönebilir.

Uzman doktor tarafından uygulandığında ciltte herhangi bir sıkıntıyla karşılaşılmaz. Ortaya çıkan kızarıklık beklenen bir etkidir ve kısa sürelidir.

İğne uçlarının ciltte kan dolaşımını arttırıcı etkisiyle ciltte işlem sonrası dolaşım artışı ve hareketlenme sonuçta canlılık, parlaklık ve sağlıklı görünüm elde edilir. Cilt yüzeyinde enjeksiyonla açılan mikro kanalcıklardan nedene yönelik hazırlanmış olan vitamin, mineral ve antioksidan özellikli solüsyonun cilt altına difüzyonu sağlanır. Cilde yapılan travma ve kan dolaşımının hızlanmasıyla bölgeye akımı hızlanan yara onarım mekanizmasında son derece önemli olan fibroblastlar tarafından kollajen yapımı ortaya çıkar ve ciltte gerginlik ve toparlanma ilk seans sonrası ortaya çıkıp devam eden seanslarla kalıcılık kazanır. Dolaşımın hızlanmasıyla artan oksijenizasyon da cildin daha sağlıklı görünümünde önemli bir etkendir.

Mezoterapi yönteminin kozmetik dermatolojide sık kullanım alanları antiaging, sellülit- lokal zayıflama ve saç dökülmesidir. Seans aralıkları, seans devamlılık süresi ve kullanılan karışımların özelliği kullanım amacı ve sorunun derinliğine göre değişkenlik göstermektedir.

Mezoterapi yöntemi tek başına uygulanabileceği gibi kombine tedavilerde de yer alabilir. Örneğin antiagingde kimyasal peeling, radyofrekans, cilt medikal bakım uygulamalarıyla; vücutta radyofrekans, kavitasyon ile ve saçda da medikal tedaviye ek olarak veya PRP ile kombinasyonlar yapılabilir.

Hamile /emziren hastalarla, diyabet, böbrek hastalığı, kalp yetmezliği, antikoagülan ilaç kullanan hastalarda bu yöntem uygulanmaz.